Ukrayna ile Türkiye arasında 10 yıldan fazla süredir devam eden Serbest Ticaret Anlaşması (STA) görüşmeleri sürecinde sona gelindi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kiev ziyareti sırasında düzenlenen törenle imzalanan STA, iki ülke arasında yüzde 0 gümrük hedefliyor.
Bu yazımda, anlaşmanın hem Ukrayna hem de Türkiye için ne anlama geldiğini, ticari ilişkilere etkilerini anlatıyorum.
Hazırlayan: F.Serkan BAĞ
12 yıl süren müzakereler
İki ülke arasında serbest ticaret anlaşmasının hazırlıkları, hem Ukrayna’nın hem de Türkiye’nin kendisi için en iyi koşulları sağlama çabaları nedeniyle, çoğu teknik görüşmeler olmak üzere on yılı aşan bir zaman aldı.
Ukrayna tarafı:
Ukrayna’nın, bir süre önce Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olması ve iç pazarı çok daha fazla açması, Türkiye için küçümsenmeyecek avantaj anlamına geldi.
Türkiye’nin, mamul ve yarım mamül ürünlerde, Ukrayna’ya göre çok daha fazla çeşide ve fiyat / kalite avantajına sahip olması, ülke içindeki yerel üretici birlikleri ve ihracatçı birliklerinin, STA’ya uzun süre soğuk bakmasına neden oldu.
Ukrayna’dan yağlı tohum, buğday gibi ağırlıklı olarak hammadde satın alan Türkiye, bu ürünleri iç pazarda işleyerek uzak Doğu Asya (Ağırlıklı olarak un) ve Ortadoğu / Afrika (ağırlıklı olarak yağ-un) ülkelerine ihraç etti.
Ukrayna’dan (ve Karadeniz havzası ülkelerinden) tahıl satın alan Türkiye, hızla dünyanın önde gelen un tedarakçilerinden biri haline geldi. Ukrayna’ya ise mamul ve yarı mamul ürünler ( gıda ürünleri, plastik, makine vb ürünler) satmaya başladı.
Ukrayna tarafı, Türkiye’den rakiplerin engelsiz bir şekilde iç pazara erişiminin Ukraynalıları kendi pazarlarından sıkıştıracağının farkında olarak, özellikle hafif sanayi temsilcileri tarafından anlaşmanın imzalanmasına aktif olarak karşı çıktı.
Benzer şekilde, Türk çiftçileri de rekabet korkusuyla Ukraynalıların pazarlarına girmesine izin vermekte isteksiz davrandılar.
Tarımsal nüfusun Türkiye’deki ağırlığının yüksek olması, bu tavrı açıklayacaktır.
Özellikle Devlet Gümrük İdaresi’ne göre, 2021’de Ukrayna ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi %52 artarak 7,38 milyar dolara çıktı. (Bu rakam 2008’den bu yana kaydedilen en yüksek rakam oldu) .
Ukrayna bu dönemde Türkiye’ye 4,14 milyar dolarlık mal ihraç ederken, 3,23 dolarlık ithalat gerçekleşti.
Bu açıdan bakıldığında, Ukrayna tarafının dış ticarette Türkiye’ye göre daha avantajlı bir konumda olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak bu çok da sağlıklı bir avantaj değil.
Öyle ki, Ukrayna, Türkiye’ye ağırlıklı olarak teknoloji ve yüksek katma değer içermeyen hammadde ve yarı mamul (tahıl ürünleri, suni gübre, filtre edilmemiş sıvı yağ, yem, hurda gibi) satarken, Türkiye’den ağırlıklı olarak işlenmiş ürün satın almaya başladı.
2021 verilerine bakarsak, Ukrayna’nın Türkiye’ye ihracatının bu yılki aslan payını da, metaller ve tahıllar aldı. (sırasıyla yaklaşık 2 milyar dolar ve 1 milyar dolar)
Türkiye’den ise tekstil, makine yapım ürünleri, yakıt, narenciye ve sebze ithal etti. (Türk domatesinin Ukrayna pazarındaki payı %16 ).
STA’nın parlamentolar tarafından onaylanması halinde, muhtemenel (farklı bir tarih öngörülmezse) 1 Ocak 2023’te yürürlüğe girecek olan yeni ticaret hadleri, Ukraynalı işletmelere Türkiye’ye sadece hammadde (tahıl veya hurda) değil, aynı zamanda 10.000’den fazla diğer kalemi, yüzde 0 gümrük ile ihraç etme fırsatı sunuyor.
Buna bir örnek vermek gerekirse; 2020’de bir açıklama yapan Ekonomik Araştırma Enstitüsü araştırma başkanı D. Tarr, “Türkiye, süt ürünleri için %177 ve et ürünleri için %198 dahil olmak üzere Ukrayna mallarına son derece yüksek ithalat vergileri uyguluyor” ifadelerini kullandı. (bu tür engellerin kalkması öngörülüyor)
Anlaşma bu engelleri kaldırırsa, süt, et meyve ve sebzeciler, katı ve sıvı yağlar vb. üreten Ukraynalı çiftçi ve sanayiciler, kortuklarının aksine STA’dan büyük fayda sağlayacaklar.
Öte yandan, söz konusu STA, Ukrayna ekonomisindeki belirli sektörler üzerinde olası bir olumsuz etki oluşturabilir.
Çünkü;
Türkiye ile bir STA oluşturmak, uyum maliyetlerini de beraberinde gerektirecektir.
Ukraynmalı, çalışanların %1,2’sinin, bu süreçte işlerini değiştirmek zorunda kalması bekleniyor.
Daha önce bahsedilen hafif sanayi ürünlerini (tekstil ve giyim) üretenlerin yanı sıra elektrikli ekipman ve motor, makine ve elektronik bileşenlerin üretimi risk altında bulunuyor.
Türkiye’deki görece düşük üretim maliyetleri ve yüksek teknoloji içeren rekabeti güçlü ürünler, Ukraynalı üreticiler oldukça zorlu bir rekabetin içine sokacağını bekleyebiliriz.
Riski sektörel olarak değerlendirmek gerekirse, tekstil işçileri, gemi yapımcıları ve hava aracı yapımcıları, seralar, makine üreticileri un değirmenciliği endüstrisi risklerle karşı karşıya kalacak bazı alanlar.
Ancak tüm bunlara rağmen, bu durum Ukrayna için, kayıptan daha çok kazanç anlamına geliyor.
Adaptasyon maliyeti insanlar yeni bir iş bulduğunda sona eriyor. Artan rekabet, Ukraynalılar için daha kaliteli ve belki de daha ucuz ürünler anlamına gelecektir.
Türkiye pazarı, Ukraynalı nakliye şirketleri, balıkçılık sektörü, şekerlemeciler (örneğin Roshen), mobilya üreticileri, duvar kağıdı (Ukrayna’da çok gelişmiş bir sektördür ve Türkiye’de bir süredir talep görmektedir) üreticileri için yeni bir Pazar anlamına gelecektir.
Özetle, süt ve diğer gıda ürünleri; meyve ve sebzeler; yağ, et ürünleri; taşımacılık alanlarında büyüme beklendiğini söyleyebiliriz.
Ancak dikkat edileceği üzere, bu sektörler gene mamul ve yarı malül ürünleri içeriyor. Ukrayna’nın yapacağı yeni yatırımlarla, hızlı bir şekilde, yüksek kaliteli mamül ürün üretimine geçmeyi başarması gerekiyor.
Yoksa zaten zayıf olan Ukrayna hafif sanayisi bu süreçten çok da karlı çıkmayabilir.
Faydalar:
Ukrayna Ekonomi Bakanlığı, Ukraynalı hanelerin tüm faktörler hesaba katıldığıda, (düşük fiyatlar, artan ihracat karlılığı nedeniyle artan gelirler vb.) gelirlerinin %2,6’ya kadar artırabileceğini öngörüyor.
Öte andan; söz konusu STA’nın bütün olarak Ukrayna ekonomisinde, %2,2’ye varan GSYİH büyümesini tetikleyebileceği ifade ediliyor.
Türkiye ile STA’nın imzalanması,
Ekonomi Bakanlığı’nın Ukrayna’nın Avrupa-Akdeniz Serbest Ticaret Bölgesi’ndeki (Pan-Avrupa-Akdeniz) Ukrayna ihracatı, varış noktası olarak varlığını genişletme stratejisinin bir parçası olarak kabul ediliyor.
Pan-Avrupa-Akdeniz ülkeleri şimdiden Ukrayna’nın dış ticaretinin %54’ünü oluşturuyor diyebiliriz.
Ukrayna halihazırda AB, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği’ne katılmamış dört Avrupa ülkesinin gümrük bölgelerini bir araya getiren Avrupa Serbest Ticaret Birliği ile İzlanda Cumhuriyeti, Lihtenştayn Prensliği ve Krallığı dahil olmak üzere anlaşmalar imzaladı.
Moldova ve Gürcistan ile de serbest ticaret anlaşmaları var.
Arnavutluk, Bosna-Hersek, Sırbistan, Tunus, Mısır, Cezayir, Fas, Ürdün, Lübnan ve Filistin ile henüz STA imzalanmış değil.
Türkiye ile STA sayesinde, Ukraynalı üreticiler, çoğu Türk menşeili olan malların serbest ticaret anlaşması olan diğer ülkelere, yeniden ihraç ve gümrüksüz satış imkanı da dahil olmak üzere dolaylı faydalar da elde edecekler
Politik taraf
İki ülke arasındaki STA, bu aşamada tüm mallar için yüzde 100’lük bir gümrük sıfırlaması öngörmüyor, kademeli geçiş içeriyor.
Bundan birkaç ay öncesine kadar, teknik görüşmelerde açıktan kalan binlerce pozisyon olmasına rağmen, dün bu anlaşmanın imzalanması, aslında uluslararası politika açısında anlam ifade ediyor.
Ukrayna’nın içinde bulunduğu zorlu durumda (Rusya ile yaşanan kriz), Türkiye gibi dost ve güçlü bir ülke ile imzalanan STA, hem dünyaya hem de iki ülke halklarına önemli bir mesaj veriyor. Zelenski’nin ‘kimin dost olduğunu gördük’ sözleri aslında bu görüşü güçlendiriyor.
Demek istediğim, düne kadar STA’ya karşı duyan yerli üreticiler ve üretici birliklerinin çekinceler sürerken imzalanan bu önemli anlaşma, bu aşamada ekonomik değil, çok güçlü bir politik adım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye tarafı
Ukrayna tarafında olduğu gibi Türkiye’nin de STA’da bazı çekincelerinin bulunduğu bilinen bir gerçek.
Öne çıkan sektörler, öncelikle tarım ve ağır sanayi.
Tarımdaki çekinceleri nüfusun büyük kısmının hala tarım ile geçindiğini söyleyerek açıklayabiliriz. Ukrayna’dan sıfır gümrükle gelecek tarım ürünleri, uzun süre Türkiye tarafının öncelikli çekinceleri arasında yer aldı. (Bu çekince bugün de sürüyor)
Demir çelik sektörüne gelirsek, bu ana sektörde Ukrayna ve Türkiye birbirine ‘rakip ülkeler’.
Türkiye dünya çelik üretiminde ilk 10’da yer alırken, Ukrayna dönem dönem ilk 10’a girip çıkıyor. Konu sadece çelik değil tabi ki, bunu metalürji olarak genellemek mümkün.
Görülen o ki Türk hükümeti, demir çelik sektörünün yoğun lobisini de geride bırakarak, bu STA’yı imzaladı. (STA bu ürünlere yönelik yapılacak uygulamayı henüz bilmiyoruz)
Türkiye için STA, yerli hafif sanayiye büyük kapılara açacaktır. Özellikle mobilya, ayakkabı, kozmetik, makine üreticilerini yeni fırsatlar bekliyor. İleride Ukrayna’da bir Türk devlet bankasının açılması, STA’yı bir anlamda taçlandıracaktır.
Biraz da STA’nın içeriği
STA, Türkiye pazarının %95,6’sını Ukrayna’dan yeni mallar için açmasını ve Ukrayna tarafının %99,6’sını açmasını şart koşuyor. (Ukrayna medyasında çıkan yorumlar)
Aynı zamanda, Ukrayna’nın gümrüksüz tedarik edebileceği mallar listesi 10 bini kalemi aşıyor. Ukrayna’ya ise 9,5 bin kalem bu kapsamda değerlendiriliyor
Yağlı tohumda Türk tarafının, nominal vergi oranlarını neredeyse %30’dan (ki bu DTÖ tarifelerine göre belirlenebilir) %10’a indirdiği, ancak Ukrayna’nın benzer vergileri %5’ten %0,5’e indirdiği belirtiliyor. (Ukrayna medyasında çıkan yorumlar)
Serbet ticaret rejiminin sürdürülmesi halinde de jure olarak anlaşmadan çekilen tahıl ve yağlı tohumların fiili vergiye tabi olmayacağını garanti ediyor. (Ukrayna basınında çıkan yorumlar)
Ukrayna ise, Türkiye’ye hurda vergisi uygulama hakkını elinde tutarken, Türkiye iç pazarı kısmen açıyor.
Toplamda, istisnalar dışında Ukrayna, mallarının 1.348 ürününü Türkiye’ye (10.000’e kadar gümrüksüz) ve Türkiye’ye (616 ürün kalemi) ek fırsatlar elde ediyor.
Anlaşmaya paralel olarak, Türkiye’nın, tahıl dışındaki tarım ürünlerine yönelik kotaları artırmasını bekliyor.
Kısa sürede 10 milyar dolar
İki ülke arasında sık sık belirtilen 20 milyar dolarlık dış ticaret hacmine hemen ulaşılamasa da, kısa sürede ( 3 – 5 yıl) ticaretin önce 10 milyar dolara, sonra da kademeli olarak bu rakamın üstüne çıkması bekleniyor.
Anlaşma, parlamentolar tarafından yakın gelecekte onaylanırsa, muhtemelen 2023 yılının başlarında yürürlüğe girecektir. (tabi eğer anlaşmada başka bir tarih öngörülmüyorsa).
Belirtilen maddelerdeki gümrük sıfırlaması ise muhtemelen yıllara yayılacaktır.
FOTO: (EPA – UGD)
F.Serkan BAĞ
Invest Plus Consulting
Invest-plus.net