2000’li yılların ortalarından itibaren Ukrayna ile Rusya arasında derinleşen doğalgaz sorunu, Ukrayna’yı hem doğalgaz temininde alternatif yollar aramaya hem de alternatif enerji kaynaklarına yönelmeye itti.
Altertanif arayışlar ilk önce Katar (ve diğer ortadoğulu ülkeler) gazının Türk boğazları üzerinden Karadeniz’e oradan da Odesa’ya ulaşması projesi çerçevesinde gelişti.
Ancak boğazların kapasitesinin kısıtlı olması ve diğer jeolojik ve jeopolitik nedenlerle Ukrayna’nın beklentileri gerçekleşmedi.
Bu süreçte en fazla tartışılan konu Odesa’da dev bir LNG terminali kurulması oldu. Proje kapsamında 2014’de terminale 2 milyar m3, 2015’te 5 milyar m3, 2017’de 10 m3 sıvı doğalgaz toplanması öngörülüyordu. Proje hayata geçmedi.
Rus doğalgazına bir diğer alternatif olarak termik santrallerin kapasitesinin arttırılması öngörüldü. Hedef 2030’da yılında kömür üretiminin 115 milyona tona çıkartılması ve buna bağlı olarak enerji üretiminde kömürün ön plana çıkartılması şeklinde belirlendi. (2 Nisan 2012 Nikolay Azarov’un konuşması)
Bu çerçevede enerji üretiminde kullanılan kömürün üretimine hız verilirken, ülkenin doğu şehirlerindeki kömür madenleri de kapasitelerini arttırmaya başladılar.
Kömüre ek olarak ülkenin güney şehirlerinde güneş enerjisi santralleri kurulmaya başlandı. Kırım’da kurulan güneş enerjisi santrali dünyanın en büyük santralleri arasına girdi.
Enerjide alternatif kaynaklar olan rüzgar enerjisi santralleri, geri dönüşüm santralleri ve hidroelektrik santralleri hükümetin öncelik verdiği enerji projeleri arasında yerini aldı.
Ukrayna kendi kaynaklarına yöneliyor
Özellikle 2004 yılından sonra şiddetlenen “doğalgazda fiyat savaşları” Rus doğalgazına altarnetif yaratmak isteyen Ukrayna için güçlü bir ivme oldu. Bu çerçevede, ülke içinde yeni doğalgaz yatakları bulunması, varolanların üretim kapasitesinin arttırılması çalışmalarına hız verildi.
Bu çerçevede Karadeniz’de arama yapılması için batılı şirketlerle anlaşmalar yapıldı. Ancak Kırım’daki durum nedeniyle anlaşmaların uygulanabilirliği bugün itibariyle uluslararası bir tartışma konusu haline geldi.
Ukrayna doğalgazda dışa bağımlı
Dört büyük atom santrali ile elektrik üretiminin yüzde 42’sini karşılayarak büyük bir açığını kapatan Ukrayna, sanayinin ve hanelerin kullandığı doğalgazda dışa yani Rusya’ya bağımlı bir ülke.
Bu bağımlılık Rusya ile ilişkilerin seyrine göre zaman zaman hem Ukrayna’nın hem de Avrupa’nın enerji güvenliğini tehdit eder hale gelebiliyor. (2005 krizi örnek olarak gösterilebilir)
“Siyasi silah” olarak doğalgaz
Rusya’nın sahip olduğu (ve orta asya ülkelerinden ithal ettiği) doğalgazı Ukrayna’ya karşı siyasi bir silah kullandığı bilinen bir gerçek.
2004 yılındaki “Turuncu Devrim” olarak nitelenen olaylardan sonra bu fazlası ile hissedildi. O dönemde doğalgaz fiyatını yükselten Rusya, 2013 sonunda varılan anlaşmayla doğalgaz fiyatını yaklaşık %30 indirmiş(400 Dolar’dan 268,5 Dolar’a çekip), Meydan olayları sonrasında hükümetin düşmesi ile yeniden 500 Dolar’a çıkartmıştı.
Zamanla Ukrayna için şöyle bir tablo oluştu:
Rusya ile iyiseniz fiyat uygun, aranız bozuksa fiyat yüksek.
Bütün bunlar enerji güvenliğinin sürekliliği için Ukrayna’nın kendi kaynaklarına yönelmesini zorunlu kıldı.
Kaya gazı: Alternatif mi maliyetli bir balon mu?
Bu kaynaklar arasında belki de en dikkat çekeni son bir yılın populer konusu “kaya gazı” oldu. Her ne kadar yeni bir teknoloji olarak kabul edilse de ABD ve Avrupa Birliği bu kaynağı ciddiye alıyor.
ABD’nin 2012 yılında kaya gazı çıkartılması için harcadığı rakamın en az 150 milyar Dolar olduğu bildiriliyor.
Ukrayna gibi ülkeler için kaya gazına ulaşmak, maliyetler göz önüne alındığında pahalı ve zor bir konu. Güçlü şirketler ya da geniş bütçeli devlet yardımları olmadan üstesinden gelmek neredeyse imkansız. İşte zorlukların aşılması için Ukrayna, enerji devleri Exxon Mobil и Shell’e 2010 yılında kaya gazı aranması ve çıkartılması için lisans verdi.
2012 yılına yayınlanan araştırmanın sonuç bildirisinde ise ülkenin doğu ve batı bölgelerinde büyük miktarlarda kaya gazı rezervleri bulunduğu ilan edildi.
24 Nisan 2013’te Davos’ta, Ukrayna Devlet Başkanı’nın da katıldığı bir törende Shell ile Nadro Yuzovskaia (Ukrayna) şirketleri arasında Yuzovskiy (Harkov Bölgesi) ve Donetsk Bölgesi’nde kaya gazı çıkartılmasını içeren bir anlaşma imzalandı.
Kaya gazı Ukrayna için neden önemli?
“gazın babası” olarak da nitelendirilen kaya gazı, Ukrayna için stratejik bir öneme sahip. Her ne kadar üretim maliyetleri gözleri korkutuyor olsa da Ukrayna’nın sahip olduğu rezervler bu ülkenin ihtiyaçlarını karşılayabilecek hatta ihracatçı konumuna sokabilecek kadar yüksek.
21’inci yüzyılın enerji kaynağı olarak lanse edilen kaya gazının Ukrayna’daki rezervleri ağırlıklı olarak batı bölgeleri (Lviv ve Karpatlar bölgeleri) ile doğu bölgelerinde (Donetsk, Harkov bölgeleri) bulunuyor. Bu bölgelerde yapılacak yatırım ile çıkartılacak kaya gazı uzun dönemde ülkenin doğalgaz ihtiyacını ikame edecek nitelikte. (Ek bilgi: Ocak ayında yayınlanan bir haberde Ukrayna’daki ilk kaya gazının 2014 yazında çıkartılmasının beklendiği yazılmıştı)
2013’te doğalgaza 12 milyar Dolar
Doğalgaz temininde dışa bağımlı olan Ukrayna, 2013 yılında ithal ettiği doğalgaza 12, 1 milyar Dolar ödedi. Bu rakamın 11, 2 milyar Dolar’ı( Yaklaşık yüzde 92) Rusya’dan satın alınan doğalgaz için ödendi.
Hem ödenen rakamların büyüklüğü hem de doğalgazın sık sık Ukrayna’ya karşı siyasi silah haline gelmesi, Ukrayna açısından kaya gazı seçeneğini Rus gazına alternatifler listesinde üst sıralarına çıkartıyor.
Rusya endişe duyuyor mu?
Doğalgazda dünyanın en büyük ihracatçısı olan Rusya bu alanda üstünlüğünü yakın gelecekte kimseye kaptıracak gibi görünmüyor.
AB ve Çin’e doğalgaz satan Rusya, bu ülkelerin enerji ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşılıyor. Bu açıdan, doğalgaz ticaretinden hatırı sayılır gelir elde eden Rusya için, dünyadaki doğalgaz talebinin sürekliliği hayati bir öneme sahip.
Dünya devleri kaya gazına yatırım yapıyor
Rusya’nın doğalgaz ihracatında üst sıralarda bulunan AB ve Çin kaya gazına yatırım yapıyor.
ABD, AB ülkeleri ve Çin’in kaya gazını gündeme aldıkları göz önüne alındığında, Rusya’nın gelecekteki ihracat gelirleri için endişe duyması pekala mümkün.
Endişeye mahal yok
Öte yandan kaya gazının son yıllardaki yükselen polularitesi Rusya cephesinde (en azından şimdilik) karşılık bulmadı. “Endişeye mahal yok” diyen Rus enerji devi Gazprom’un, önümüzdeki 10 yıl içinde kaya gazına yönelik ciddi bir yatırım yapması beklenmiyor.
Gazprom’un bu kararı almasında, Rus doğalgazının fiyatı (çıkartma maliyetleri) ve lojistik avantajları ile kaya gazından çok daha cazip olacağı öngörüsünün etkili olduğu bildiriliyor.
Miktarlar düşük ama…
Avrupa’nın 2030’te yıllık 15 milyar m3 kaya gazı üretimine ulaşacağı, ardından 40 milyar m3’e yükseleceği öngörülüyor. ABD’nin ise 2030 yılında 180 milyar m3 ulaşması bekleniyor.
Bu öngörüler az olsa da, ABD ve AB’nin çok uzun dönemli planlar yaptığı göz önüne alındığında, kaya gazına yatırım kararının zamanla bu ülkeler için kayda değer sonuçlar vermesini beklemek mümkün.
Ukrayna başarabilir mi?
Kendi ihtiyacını karşılayacak (ve hatta ihracatçı konumuna yükseltecek) kadar kaya gazı rezervinin üzerinde oturan Ukrayna, sahip olduğu imkanın farkında ve geçtiğimiz senelerde bu kaynaklara ulaşmak için ciddi adımlar attı. (Shell, Exon Mobile ile anlaşmalar buna örnek gösterilebilir)
Ukrayna’nın doğalgaza alternatif üretme çabalarının başarılı olması durumunda Rusya ile doğalgaz ilişkilerini daha cesur şekilde gözden geçireceği gün gibi ortada. Hal böyle olunca doğu Ukrayna’da yaşananları sadece politik gerekçelerle açıklamak mantıklı durmuyor.
Ülkenin doğusunda meydana gelen olaylar ve bu olayların “tesadüfi” olarak kaya gazının en çok bulunduğu hatta çıkıyor olması, komploculara bile “hadi canım o kadar da olmaz” dedirtiyor.
Kömür rezervlerinin (Dolayısıyla doğalgaza alternatif kaynakların) bulunduğu doğu şehirlerinin kaderi, işin içine kaya gazı faktörü de girince Ukrayna için daha da hayati bir hale geliyor.
Bu nedenle Ukrayna’nın doğusundaki olayları yorumlarken enerji savaşlarını da göz önünde bulundurmak gerekiyor.
İyi haftalar
F.Serkan BAĞ
Yazı hazırlanırken, RBK Ukraine, TSN, Segodnya ile Energy Information Administration verilerinden faydalanılmıştır.
KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ