Bugün Ukrayna’da Euromaydan olarak da adlandırılan toplumsal olayların ikinci yıldönümü.
Sadece Kiev’deki gösterilerde yüze yakın kişinin yaşamını yitirdiği olayların fitili bundan iki sene önce bugün ateşlendi.
Olaylar nasıl başladı?
Ortaklık Anlaşması görüşmeleri askıya alındı
Azarov hükümetinin Ukrayna ile Avrupa Birliği arasında süren Ortaklık Anlaşması görüşmelerini askıya aldığını açıklaması ile başlayan protesto gösterileri Ukrayna’nın başkenti Kiev’in Bağımsızlık Meydanı’nı adeta bir savaş alanına çevirdi.
Litvanya’nın Vilnius kentine düzenlenen Avrupa Birliği Doğu Ortaklık Zirvesi’nden hemen önce 21 Kasım’da alınan bu karar Kiev’deki Bağımsızlık Meydanı’nda yaklaşık 1500 kişi tarafından protesto edildi.
Zirvenin sonuçlandığı 29 Kasım gecesine kadar sakin süren gösteriler, mahkemenin gösterileri yasaklama kararı temel alınarak sert bir şekilde bastırıldı.
Bir çok televizyon kanalının canlı olarak verdiği müdahalede, Ukrayna alışık olmadığı görüntülere sahne oldu.
Güvenlik güçlerinin bugüne kadar neredeyse hiç görülmemiş sertlikteki müdahalesi ile Meydan boşaltılırken, milyonları sokaklara dökecek bir süreç de başlamış oldu.
Göstericilerin beklentisi Ortaklık Anlaşması’nın imzalanmasının ötesine geçerek daha iyi bir ülkede yaşamak isteğine dönüştü.
Dünyanın belki de en sakin ülkelerinden biri olan Ukrayna’nın, insanların birbirlerini silahlarla, molotof kokteylleri ile öldürdüğü günleri görebileceği muhtemelen kimsenin aklına gelmedi.
Haftalarda süren gösteriler sonunda aralarında güvenlik güçlerinin de 100’e yakın kişi yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı.
Azarov hükümetinin istifası ve Viktor Yanukoviç’in ülkeden kaçışı ile sonuçlanan olaylar sonunda parlamentoda bir geçiş hükümeti kuruldu.
Devlet Başkanlığı görevini seçimlere kadar Parlamento Başkanı Aleksandr Turçinov yürüttü.
İlk karar ve Kırım olayları
Hükümetin düşmesi ve Devlet Başkanı’nın ülkeden kaçmasının ardından oluşan yeni parlamentonun aldığı ilk kararlardan biri, Rusça’ya bazı bölgelerdeki ikinci resmi dil statüsü veren yasayı iptali oldu.
Her ne kadar yasanın iptali kararının Vekil Devlet Başkanı tarafından imzalanmayacağı açıklansa da bu açıklama, ülkenin bazı doğu şehirleri ve Kırım Özerk Cumhuriyeti’ndeki gösterilerin sona ermesine yetmedi.
Ve ‘Yeşil adamlar’
Kırım’da ‘birden bire’ ortaya çıkan milis gruplar ellerinde silahlarla hükümet binalarını ele geçirmeye başlarken, hangi ülkeden geldikleri ‘bilinmeyen’ yeşil adamlar ağır silahları ile Kırım sokaklarında boy göstermeye başladılar.
Yapılan tartışmalı referandum sonrası, dünyaya meydan okurcasına Kırım’ı toplaraklarına katan Rusya, hem bölgede hem de dünyada yeni bir dönemi başlatmış oldu.
Bir tek kurşun bile atılmadan Kırım’ı ele geçiren Rusya, Ukrayna’ya ait çok sayıda silaha el koyarken, bazı Ukrayna askerlerinin Rus ordusuna katıldıkları görüldü. Çok sayıda asker ise ülkelerine bağlılıklarını koruyarak Ukrayna ana karasına geçtiler.
Öte yandan bölgede oluşan ‘de facto’ durum, Kırım Tatarları’nın bazılarını Kırım’dan Ukrayna’ya göç etmek, bazılarını ise Rus vatandaşlığına geçmek zorunda bıraktı. Ukrayna hükümetinin doğu tabirle kol kanat olduğu Kırım Tatarları belirsiz bir geleceğe umutla bakmaya çalışıyorlar.
Uluslararası toplumun tanımadığı Kırım’ın ilhakı bugün de sürüyor.
Ve Donbass
Donbass olarak da adlandırılan Donetsk ve Lugansk bölgelerinde başlayan gösteriler, zamanla silahlı grupların kentteki bazı noktaları ele geçirmesinin zeminin hazırladı.
Kendilerine ‘direnişçi’ adı veren, Ukrayna hükümetinin terörist olarak nitelendirdiği Rusya yanlısı ayrılıkçı gruplar, hızla silahlanarak ordu güçleri ile çatışmaya girdiler.
Kırım’daki senaryonun bir benzerinin yaşandığı Donetsk ve Lugansk bölgelerindeki bazı şehirlerde düzenlenen ‘halk oylamaları’ ile kimsenin tanımadığı iki ayrı devlet kuruldu.
Ukrayna’nın bu kabul edilemez duruma yanıtı ise gönüllü taburları, ordu birlikleri ve milli muhafız güçlerinden oluşan birliklerle müdahale oldu.
Her na kadar Rusya inkar etse de kontrol edilemeyen sınır notkalarından, Rus bayraklı çok sayıda asker ve ağır silah Ukrayna’ya girmeye başladı. AGİT’ gözlemcilerinin tespitlerine rağmen Rusya’nın bu duruma Kırım’da olduğu gibi ‘ilişkimiz yok’ şeklinde yanıt vermeye devam ediyor.
Tüm dünyanın gözlerini Ukrayna’ya çevirdiği yaz aylarında bir dünya savaşının ilk adımlarının atılmakta olduğu endişesi sorunu bölgesel bir çatışma olmaktan çıkarttı.
Resmi verilere göre çoğu sivil 8 binin üzerinde insanın hayatına malolan çatışmalar bugün de tüm hızıyla sürüyor.
Bir çok kente elektrik, su ve gaz verilemezken, Ukrayna’nın en zengin kentlerinden Donetsk bir savaş arenasına dönmüş durumda. Yüzlerce milyon dolarlık yatırımlar bugün top mermilerinin altında yok olurken, milyonlarca sivil sığınaklarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. (Solda 2012’de inşa edilen Donetsk Havaalanı’ndan geriye kalan)
Anlaşma imzalandı ama…
Bir önceki hükümet tarafından askıya alınan Avrupa Birliği ile Ortaklık Anlaşmasını imzalayan yeni hükümet batıya bir adım daha yaklaşsa da bugün derinleşen ekonomik ve finansal kriz, enerji sorunu ve savaş riski ile mücadele etmek zorunda.
Minsk Anlaşmaları sonrası doğuda sağlanan göreli sakinlik sürüyor. Kırılgan ateşkese ise yer yer silah seslerinin gölgesinde kalıyor.
Artık tanklar, füzeler, topçu bataryaları gibi ağır silahların kullanıldığı doğudaki durumun ne zaman normale döneceği ise belirsiz. Ukrayna’yı çoktan aşan sorun, bugün büyük güçlerin bilek güreşine dönüşmüş durumda.
Bir milyona yakın ülke dışında olmak üzere yaklaşık iki milyon Ukraynalının göçmen durumuna düştüğü Ukrayna, uluslararası toplumun da yardımı ile yaralarını sarmaya çalışıyor.
F.Serkan BAĞ