Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçisi Yönet Can Tezel, Ukrayna Türkiye ilişkilerini, Ukrayna’nın doğusundaki krizi ve Türkiye’nin Kırım politikasını UkrTürk’e değerlendirdi.
2. Bölüm
Ukrayna makamları Türkiye ile Ukrayna’nın Kırım konusunda aynı yönde olduklarını sıklıkla dile getiriyorlar. Aynı görüşte olmanın içeriği nedir?
Her şeyden önce Türkiye, Kırım’ın ilhakını tanımamakta, bunu hukuka aykırı ve gayri meşru görmektedir. Rusya’nın bu adımını doğru bulmadığımızı sadece uluslararası platformlarda değil Rusya ile ikili temaslarımızda doğrudan kendilerine de dile getirmekteyiz. Rusya ile sahip olduğumuz ilişkiler, görüş ayrılıklarımızı, endişelerimizi samimi bir şekilde dile getirmemizi engellemiyor, bilakis buna imkan sunuyor.
Ukrayna’nın toprak bütünlüğü dediğimizde Kırım’ı da bunun içine dahil ediyoruz. Kırım bağlamında bizim için büyük önem arzeden bir konu da soydaşlarımız Kırım Tatar Türklerinin durumudur. Kırım Tatarları, tarihi vatanları olan Kırım’da tüm hak ve hukuklarını demokratik bir şekilde, insan haklarını tam olarak yaşayarak koruyabilmelidir.
Soydaş liderliğine, özellikle Sayın Mustafa Kırımoğlu (Cemilev) ve KTMM Başkanı Sayın Refat Çubarov’un Kırım’a, yani kendi vatanlarına gitme yasağı konması, yarımadada soydaşların karşılaştığı uygulamalar bizi endişelendirmektedir. Bu konunun takipçisi olmaya, Kırım Tatarlarını desteklemeye devam edeceğiz. Bir yanda ilhak fiilinin yarattığı hukuka aykırı bir durum var, diğer yanda soydaşlarımızın hak hukuk arayışları var.
Bu zorlu dönemi, barışçı yöntemlerle, diyalogla, hukukla aşmaya çalışmalıyız. Bu, zaaf değil, akıllı gücün gösterdiği istikamettir. Geçen hafta ülkemizden bazı akademisyen ve insan hakları uzmanlarından oluşan gayri resmi bir heyet Kırım’a gitti. Onların tespitleri de yarımadadaki duruma ışık tutacaktır.
Türkiye’nin Kırım politikasına ilişkin olarak Ukrayna’daki bazı basın organlarında eleştirel yazılar kaleme alındı. Özellikle Türk bandralı olduğu söylenen gemilerin ilhak edilen Kırım’a ticaret yaptıkları yazıldı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bu konuyu doğru perspektifte görmek lazım. Türkiye, Kırım’ın yasa dışı ilhakının ardından tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur. Bunun yansıması olarak da THY uçuşlarını durdurdu ve daha önce Kırım limanlarına yapılan deniş taşımacılığı büyük oranda Ukrayna’nın başka limanlarına kaydı. Zira ülkemizde denizcilik sektörüne gerekli bilgilendirme yapıldı.
Türkiye’nin politikasına rağmen Kırım’a giden gemiler olduğuna dair haberleri biliyoruz. Bunlar Türk bandıralı gemiler değil. Deniz taşımacılığı piyasasındaki gri noktaları kullanarak, özel şahısların Türkiye ile irtibatlı bir iki gemisinin kullanılması sözkonusu olabilir. Bunu yapanlar kendi sorumluluklarında hareket ediyorlar demektir. Piyasadaki açıkları kullanabilen bir iki gemi varsa bunu Türkiye’nin genel politikası olarak takdim etmek hem yanıltıcı hem de haksız olur.
Bu konuyu olduğundan farklı şekilde Türkiye’nin Ukrayna’ya karşı tavrı gibi göstermek isteyen sınırlı sayıda kişi var, Ukrayna basınında hep bu bir iki kişi aynı konuyu işliyor. Onlara Ukrayna makamlarının da pek itibar etmediğini düşünüyorum.
Türkiye’nin Kırım’ın ilhakına yönelik politikası bellidir. İlhakı ve fiili yönetimi meşrulaştırmak Türkiye’nin çıkarına aykırıdır.
Bunun tersini düşünmek ciddi bir analiz zaafına işaret eder’
Teşekkürler
www.UKRTURK.net KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ
