Kırım Tatar sürgününün 71. yıldönümü dolayısıyla Kiev Bağımsızlık Meydanı’nda 17 Mayıs tarihinde “Kalbinde Ateş Yak” etkinliği düzenlendi.
Bağımsızlık Meydanı’nda ilk kez düzenlenen etkinliğie katılım yoğun oldu.
Gündüz saatte Meydan’a gelen göstericiler Kırım Tatar bayraklarını dalgalandırdılar.
Ukrayna ve Kırım Tatar marşlarının söylenmesi ardından katılımcılar, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar sürgününün kurbanları anısına mumların yakıldığı Kalbinde Ateş Yak eylemine başladı.
Etkinlik çerçevesinde eylemciler Kırım Yarımadası’nın şeklini ve onun içine 71 sayısını, Kırım Tatar milli sembolü olan “Tamga”yı ve “No genocide!!!” yazısını mumlar ile çizdiler.
Meydan’daki anmaya Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı, Ukrayna milletvekili Refat Çubarov, Kırım Vakfı Başkanı Riza Şevkiyev, Kırım Tatar Halkının Haklarını Koruma Komitesi Koordinatörleri Eskender Bariyev, Sinaver Kadırov, Abmecit Süleymenov, kamuoyu ve üniversite öğrencileri katıldı.
Konuşma yapan Eskender Bariyev, söz konusu etkinliğin geleneksel organizatörü olan Kırım Tatar Gençlik Merkezi’ne Akmescit’te benzer etkinliği düzenlemeleri yasaklandığını belirterek Kiev’de “Kalbinde Ateş Yak” etkinliğinin 2008 yılından beri düzenlendiğini bildirdi.
Aynı gün benzer etkinlikler Lviv, Harkiv, Berlin, Varşova, Ankara’da düzenlendi.
Etkinlik katılımcılarından Diana, “Kendim Kırım Tatarıyım, halkım ve benim için bu yeri doldurulamaz bir kayıp ve halkımın tarihinde trajik bir gün. Yıldan yıla 18 Mayıs günü kasvet, hüzün gibi aynı duyguları hissediyorum” diye konuştu.
Kendi duygularını paylaşan Kırım Vakfı Başkanı, Kırım Tatar Milli Meclisi üyesi Riza Şevkiyev, “Bugün çok çelişik duygularım var, çünkü hayatımda ilk kez söz konusu günü vatanım Kırım’dan, ailemden uzakta geçiriyorum. 4 aydan beri zorunlu olarak burada, Ukrayna’da yaşıyorum. Burası iyi, insanlar sıcakkanlı, yakınlar. Kırım’da bulunan halkımın esas kısmı vatanlarını terk etmeye zorlayan büyük ideolojik baskı altında” diye kaydetti.
Etkinliğe katılan Kırım Tatar kökenli Ukraynalı şarkıcı Camala, QHA’ya kendi duygularını paylaştı, “Acı hissediyorum, unutmamamız gerektiğini hissediyorum, anmak için mutlaka bu meydana gelmemiz gerekmiyor, kalbimizde meydan oluşturulabilir, bu gün hatırlanarak yakınla ile bu konuda konuşulabilir. Nenemin annesi Nazlıhan Camaladinova Küçük Özen (Maloreçenskoye) köyünden, 5 çocuğun olduğu büyük ailesi ile birlikte sürgün edildiği sırada dedemin babası savaştaydı ve onları koruyamadı. Nenem anlattıklarından en korkunç olanı ise 18 Mayıs 1944 saat 4.00’da halkımızı sürgün eden askerlerin olaydan 3 gün önle Kırım’a geldiklerinde Kırım Tatarları onları kendi çocukları gibi karşıladığı, onlarla yemeklerini, evlerini paylaştıklarıdır. Bu en korkunç ihanet idi” dedi.
Kaynak: